İran İsfahan
Akamenid, Selçuklu, İlhanlı, Safevi, Kaçar
lran'ın ortasında bulunan kent tarihi dönemlerde Selçuklu döneminin başkenti olan bir şehirdir. iran'ın bütününü kontrol edebilecek bir noktada olması, onu stratejik olarak belirgin bir noktaya taşımıştır. Kum'un güneyinde Büyük Kavir çölünün kenarında Zagrosların eteğinde kurulmuştur. isfahan'ın kurulduğu bölge aslında bir vahadır. Kent, Zaindeh lrmağı'nın kenarında yer almaktadır.
İsfahan ismiyle ilgili yazılı belgelere Ptolemy'nin eserinde "Aspadana" olarak rastlanılmaktadır. Bu isim, "ordu için toplanma yeri" anlamına gelmektedir. Bu isimden hareketle kentin ilk döneminde bile stratejik bir konumda olduğu anlaşılmaktadır.
İsfahan tarihi dönemlerde Gabae ya da Spahan olarak bilinmektedir. Şehir Akamenid hanedanlığı döneminde gelişmeye başlamıştır. Bununla birlikte şehirde bu dönemden çok fazla kalıntı bulunmamaktadır. Kentteki ilk kalıntılar, Sasani döneminden (224651) günümüze ulaşmıştır. Sasani döneminde şehrin batısındaki Garaladan Tepesi'nin üzerine bir saray inşa edilmiştir. Şehristan bölgesinde kuzeydoğudaki Jey Şehri, sonraki dönemlerde geriledi. Yahudi mahallesinin olduğu bugünkü Mescid-i Cuma Camisi'nin olduğu bölge genişlemeye ve gelişmeye başladı. Bu bölgede Arapların gelmesiyle birlikte bir cami inşa edilmiştir. Bu ilk cami 771'de Abbasiler zamanından kalmadır. Buyid Hanedanlığının (935-1030) kente hakim olduğu yıllarda kentin çevresi sur duvarlarıyla çevrilmiştir. Şehrin kuzeydoğusunda bulunan ve ayrı bir kale görünümündeki Kale-i Tabaraq bu dönemde inşa edilmiştir. Buyidler zamanında kentte başka yapılar da inşa edilmiştir. Bunlardan birisi de Jurijir Camisi'dir. 1050 yılında kent Selçukluların eline geçmiştir. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey zamanında kent Selçukluların başkentleri olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde kentte birçok yapı inşa edilmiştir. Bunlar arasında özellikle saray, son derece dikkat çekici bir yapı olmasına karşılık günümüze ulaşmamıştır. Selçuklu döneminde dikkat çeken yapılardan birisi de yine günümüze ulaşmamış bir yapı olan Nizamiye Medresesi'dir. Selçuklular zamanında kentin çevresindeki bazı küçük yerleşmelerin de geliştiği görülür. Ardistan, Zeware, Gez, Deşti bunlar arasında yer almaktadır. Şehirde inşa edilmiş minareler, Selçuklu varlığını en güzel biçimde bizlere yansıtan yapılar olmuştur. Saraban, Sin, Ali Cami minareleri bunlar arasında gösterilebilir. Selçuklu yönetimi altındayken Isfahan, Selçukluların kendilerine bağladıkları beylikleri kolaylıkla kontrol edebildikleri bir şehirdi. Bu yüzden Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey, başkenti Rey'den buraya kaydırmıştır. Isfahan, Sultan Sencer sonrasında devletin dağılmasıyla birlikte, merkezilik konumunu da kaybetmiştir. ilhanlılar zamanında Sultaniye'nin ön plana çıkmasıyla birlikte bir süre kent ve çevresi siyasi bakımdan önemsizleşmiştir.
Selçuklu dönemi sonrasında 14.y.y.'da kent, bölgenin merkezi konumundaydı. Bu dönemde Zaindeh ırmağı havzasındaki küçük yerleşmeler gelişmeye başlamıştır. Selçuklu döneminde kurulan bazı yapılar bu dönemde onarımlar geçirmiştir. Kentin çevresindeki bu yerleşmelerde aynı zamanda türbeler de inşa edilmiştir. Piri Bakran Türbesi, Şeyh Abu Abdullah Sukla Türbesi bunlar arasındaki en önemli türbelerdir. Dış kısmı son derece zengin çini dekorasyonuna sahip imamzade Cafer Türbesi de bunlar arasında yer alıyordu. 14. y.y.'da kentte birkaç medrese yapıldı, daha sonraki dönemlerde ise kent Muzafferilerin kontrolü altına girmiştir. 15.y.y.'da kentte hanikahlar ve bazı türbeler inşa edildi. Bunların dışında kentteki yapılarda esaslı onarımlar yapılmıştır. Kent, bu dönemle birlikte, seramik üretim merkezi olarak ön plana çıkmaya başlamıştır.
Timurlular ve Akkoyunlular arasındaki çekişmelere sahne olan kent, başkent için gerekli olan donanımları 16.y.y. sonunda elde etmeye başladı. 1598'de Şah Abbas, lsfahan'ı imparatorluğun başkenti olarak seçti. Şehir, Mescinı Cuma yakınlarındaki eski meydan çevresinde yeniden dini, ticari açıdan ve hükümdarlık merkezi olarak gelişmeye başladı. Meydanın güneyine Şah Camii olarak bilinen yapı inşa edildi. Şah Abbas kentte köşkler, pazar ve çarşılar da inşa ettirmiştir. Dört Bahçe sistemi olarak da adlandırılan geniş ağaçlıklı ve su kanalları olan bir bahçe ve ırmak üzerinde 33 kemerli köprü ile Hoca Köprüsü'nü inşa ettirmiştir. ırmaktan şehrin içine çeşitli kanallarla su taşınmış ve taşınan su bu yapıların çevresinde akıtılmıştır. 18.y.y'a kadar olan dönemde Isfahan, hem mimarisi hem de göz alıcı duvar resimleri ve el sanatlarıyla bir kültür merkezi haline gelmiştir. Bu özelliği, 18.y.y.'da Safevilerin çökmesiyle birlikte son bulmuştur. Şehir daha sonraları, Kaçar Hanedanlığının kontrolü altına girmiştir. Bu dönemde devlet merkezinin isfahan'dan Tahran'a taşınmasıyla birlikte kent gerileme dönemini yaşamaya başlamıştır.
Bakhtiar, A., 'Toe Royal Bazar of Isfahan," lranian Studies 7/1-2, 1974, s. 320-347. - Bala, M., 'Isfahan," 1 A V/2, 1950, s. 1068-10772.
Beazley, E., "The Pigeon Towers of Isfahan," ıran 4, 1966, s. 105-9.
Briarıt, P., Histoire de l'Empire Perse. De Cyrus iı Alexandre, Paris, 1996.
Bishop Mrs. (lsabella L.Bird), Joumeys in Persia and Kurdistan, 2 vals., Landon, 1891. Gaube, H., lranian Cities (NewYork, 1979), s. 65-98.
Godard, A., "Isfahan," Athar-e ıran, ıı (1937), s. 7-176.
Godard, A., 'Toe Jurjir Mosque in Isfahan," Survey of Persian Art, ed. A. U. Pepe and P. Ackerman, Landon and New York, 1938-9, 2/1964-7, s. 3100-3103
ScurdelThomine, J., "Isfahan," in El2 rv, 1978, s. 97-107.
Smith, M.B., 'Toe 'Manrs' of Isfahan," Atlıar-e lran, ı (1936), s. 317-358.