Türkiye 12. Yüzyıl
Erzurum Çifte Minareli Medrese’nin güneyinde yer alan kümbet, “Üç Kümbetler” adıyla bilinen yapı grubu içerisinde bulunmaktadır.
İki katlı kümbetin sekizgen gövdesi, üstte âdeta ikinci bir gövde gibi silindirik bir kasnakla yükseltilerek basık konik formlu bir külâhla örtülmüştür.
Kümbetin üst katına, kuzey cephesine açılmış bir kapıdan dahil olunur. Yuvarlak kemerli derin bir niş içerisinde yer alan kapı açıklığı, silmelerle kuşatılmıştır. Kapı kemerinin üst hizasında başlayan profilli bordür, kapı üstü ve bütün cephelerin ortasında yer alan çift gözlü nişleri kuşatarak gövdeyi ikiye ayırır. Ortadan bir sütunla bölünmüş çift gözlü nişlerden ana yönlerdekilere içe doğru genişleyen mazgal pencereler açılmış; diğer yönlerde yer alan nişler ise sağır bırakılmıştır. Gövde, her cephede üçgen bir alınlıkla taçlandırılmıştır. Sekizgen gövdenin üzerinde, üçgen alınlıkların gerisinden başlayan silindirik kasnak yükselir. Kasnak yüzeyine, sekizgen gövdenin köşeleri hizasına gelecek şekilde üçgen kesitli nişler açılmıştır.
Sekizgen planlı iç mekân, istiridye formlu tromplarla geçilen bir kubbe ile örtülüdür. İç mekân, dört yöne açılmış ikiz pencerelerle aydınlatılmıştır.
Kümbetin içinden basamaklarla inilen alt kata, sivri kemerli bir açıklıktan dahil olunur. Dikdörtgen planlı alt kat, beşik tonozla örtülüdür. Mekânın dışarıya açılan penceresi yoktur.
Kümbet, kırmızı, beyaz ve gri olmak üzere üç farklı renk ve nitelikteki taşlarla inşa edilmiştir. Dış cepheler, alt kat ve üst katın kubbesinde düzgün kesme taş, diğer kısımlarda ise değişik boyutlarda taşlar kullanılmıştır.
Kümbet, özellikle figürlü bezemeleriyle dikkati çeker. Kubbe kasnağındaki üçgen kesitli nişlerin içerisine, gövdesi düğümlü çift başlı ejder, yarasa, kartal, tavşan, boğa gibi hayvan figürlerinin yanısıra grifon, insan başı ve hayat ağacı tasvirleri işlenmiştir. Bu türden tasvirlerin, eski Türk mitolojisiyle ilgisi kurulabilir. Bazı nişlerin içerisinde de sadece stilize edilmiş bitkisel bezemeler yer alır. Kapı lentosu ve kemer alınlığında ise geometrik motiflerden ibaret bezemeler görülür.
Onarım geçiren eser, günümüzde sağlam durumdadır. Kitâbesi bulunmayan kümbetin, mimari ve bezeme özellikleri esas alınarak 12. yüzyılın ikinci yarısında Saltuklu Emîri İzzeddin Saltuk adına inşa edilmiş olabileceği iddia edilir.