Türkiye KONYA 13. Yüzyıl
FERHÛNİYEOlarak da bilinir.
1219
Konya’nın Selçuklu İlçesi Ferhûniye Mahallesi’nde ve kendi adıyla bilinen sokak üzerindedir.
Kuzey cephesine bitişik tek yöne eğimli ahşap sundurmalı muhdes bir giriş bölümüne sahip ve tek kubbeli kübik bir yapıdır; mescidin cephe duvarları, alt sıradaki pencerelerin denizliklerine kadar yükselen bölümleri kaba yonu taş örgülü bir subasman üzerinde tümüyle tuğla örgülüdür. Kıble cephesinde, cepheyi yatay eksende iki bölüme taksim eden ahşap hatılın altında iki, doğu cephesinde ise bir dikdörtgen pencere bulunur. Doğu, batı ve kıble cephelerinin üst yarısında ve kubbe kasnağına aksiyal yönlerde açıldığı anlaşılan sivri kemerli birer pencere, içleri sonradan tuğla örülerek iptal edilmiştir.
Mescidin giriş bölümüne, kuzey cephesi üzerindeki söveleri ve lentosu mermerden dikdörtgen bir kapı açıklığıyla dahil olunur; mermer malzemenin bir Bizans yapısından devşirildiği anlaşılmaktadır.
Üç bölmeli bir son cemaat mahalli olarak tanzim edilmiş giriş bölümü, doğu-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı bir mekândır; özgün plan karakteristiklerini ve strüktürel elemanlarını tümüyle kaybetmiştir.
İbâdet mekânı yamuk planlı olup, üstte köşelere yerleştirilmiş trompların oluşturduğu onaltıgen kasnağa oturan ve balık sırtı örgülü tuğla bir kubbe ile örtülüdür. Kubbe kasnağının aksiyal kenarlarına sivri kemerli ve içleri tuğla ile örülerek sağır hale getirilmiş birer pencere yer alır; trompların iç köşelerindeki sivri kemerlerin içlerine mukarnas sıralarını taklit eden ikincil birer dekoratif tromp daha yerleştirilmiştir.
Kıble duvarının ortasındaki mihrabın, geçmişte, çini kaplamalı olduğu ileri sürülmekteyse de, hâlihazırda yarı dairesel planlı mihrap nişinin, 1958 yılından bu yana çeşitli tarihlerde yapılan onarımlar sırasında yapıldığına şüphe yoktur. Güney-doğu köşesindeki ahşap minber de özgün değildir.
Mescidin kuzey cephesindeki kapı açıklığının üzerinde ve iki kenarından hayli tahrip olmuş kûfî yazılı birer çini panonun sınırlandırdığı yüzeye yerleştirilmiş mermer üzerine sülüs hatla yazılı dört satırlık Arapça kitâbesinden, mescidin, Selçuklu Sultanı I. İzzeddîn Keykâvus zamanında Sultanın mîr-âhûru Zeyneddîn Beşâre tarafından 29 Temmuz 1219 yılında inşa ettirildiği anlaşılmaktadır. Mermer kitâbeyi iki kenarından sınırlandıran kûfî yazılı çini panoların Sırçalı Medrese’den mescide taşınmış olduğu düşünülmekle birlikte, bunu doğrulamak mümkün değildir.