Türkiye AKSARAY 12. Yüzyıl
Aksaray-Nevşehir güzergâhında ve kendi adıyla bilinen köyün yakınlarındaki Han Yaylası mevkiindedir. Avlusu, 2005 yılına kadar Aksaray-Nevşehir devlet karayolunun üzerinden geçmesi dolayısıyla yıkılan han, yakın zamana kadar harabe halindeyken ağır bir onarımdan geçirilmiştir. Hâlihazırda, kapalı/ barınak bölümünden oluşan han, kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen planlı bir oturum alanı üzerinde ve eğimli bir araziye inşa edilmiştir.
Yapının dış cephe duvarları, cephe yüksekliğinde ve dışa taşkın prizmatik kütleler halinde tasarlanmış dikdörtgen formlu payandalar ile desteklenmiştir; kuzey cephesinin ortasında ve beden duvarının yarı bölümüne kadar yükselen dışa taşkın payanda ise üçgen prizmal formludur.Hanın güney cephesinin ortasında yer alan ve geçmişte kapalı/barınak bölümünü avluyla irtibatlandıran taçkapısı, dışa taşan ve cephe kotunu aşarak yükselen dikdörtgen prizmal bir kütleden ibarettir. Taçkapı kütlesi, en dışta işlenmeden yalın olarak bırakılmış enli bir bordür ve içte de geometrik kompozisyonların işlendiği farklı genişlik ve profillerdeki silmelerle, yanlardan ve üstten düşey dikdörtgen bir çerçeve içine alınmıştır; silindirik köşe sütunceleri üzerindeki sivri kemerin sınırlandırdığı kavsarası yedi sıra mukarnaslıdır. Taçkapının basık kemerli kapı açıklığının kilit taşının üzerindeki yekpâre taşta, arka ayakları üzerine oturan tek başlı ve çift gövdeli bir arslan kabartması yer almaktadır; kuyrukları arka ayakları arasından gövdeleri üzerine dolanarak sırtlarında nihayetlenmektedir.
Taçkapının basık kemerli kapısıyla dahil olunan kapalı/barınak bölümü, derinlemesine doğrultuda ve dikdörtgen planlı bir mekândır. Doğu-batı yönünde uzanan sivri kemerlerle birbirlerine ve duvarlara bağlanan kare planlı yirmidört ayakla üç sahna taksim edilmiştir; daha yüksek tutulan orta sahın, kuzey-güney yönünde uzanan ve sivri beşik tonoz örtülü mütemâdi bir mekân olarak tasarlanmış olup, yan sahınlar, doğu-batı yönünde uzanan birbirine geçişli ve sivri beşik tonoz örtülü birimler halinde orta sahna açılmaktadır. Mekânın merkezindeki kare planlı alanı örten ve mukarnaslı tromplarla geçilen kubbenin eteği, çatı kotunda ve köşeleri pahlanmış kare prizmal bir kaide üzerinde yükselen sekizgen bir kasnağın içine gizlenmiş olup, dıştan da sekizgen piramidal bir külâhla örtülmüştür; kasnağın aksiyal yönlerine açılmış dört pencereyle iç mekâna gün ışığı sağlanmıştır.
Hanın, önünden geçen karayolu dolayısıyla yıkılan avlusunda yapılan kazılarda, avluyu çevreleyen kapalı ve yarı-açık mekânlar ile avlu taçkapısının temel duvarları ortaya çıkartılmıştır.
Hanın inşaatında farklı renklerde düzgün kesme taşlar kullanılmıştır.
Hanın inşa kitâbesi yoktur; taçkapının kemer köşeliğinde ve bu kesimdeki rozetin üst kenarındaki iki satırlık kitâbenin bir usta kitâbesi olduğuna şüphe yoksa da, zamanla hayli tahrip olduğu için okunması mümkün değildir.
Hanın 12. yüzyılın ikinci yarısında ve Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan zamanında inşa edilmiş olması muhtemeldir.