Türkiye KONYA 13. Yüzyıl
1201
Şehir merkezinde ve Alâeddin Tepesi’nin doğusundaki Kürkçü mahallesinde ve Mevlâna Caddesi üzerindedir. Geçmişte, bitişiğinde bulunduğu bilinen ve zamanla yıkılarak ortadan kalkmış Altunapa Medresesi’nin 1202 tarihli vakfiyesinde, medresenin mütevellisi tâyin edilen iplikçi Necibüddîn Ayaz ile caminin yakınındaki İplikçiler Çarşısı dolayısıyla, her iki yapı da önce İplikçiler ve sonra da İplikçi adıyla meşhur olmuştur. Caminin kıble duvarına bitişik kubbeli yapının, yıkılan medresenin kubbeli odalardan birine âit olduğu düşünülmüştür.
Kuzey-batı güney-doğu yönünde uzanan dikdörtgen bir oturum alanı üzerine tuğladan inşa edilmiş olan yapı, hâlihazırda, zamanla yükseltilmiş olan cadde ve kaldırım dolayısıyla çukurda kalmıştır.
Caminin kuzey-batı ve güney-doğu cephelerinde basık kemerli birer kapı açıklığı bulunmaktadır; doğu köşesinde yükselen iki şerefeli tuğla minaresi yenidir. Aynı konumda yer alan ilk minarenin, tuğla örgülü bir kaideye oturan ve prizmatik geçişli bir pabuç kısmı üzerinde yükselen silindirik gövdeli bir kütle halinde tasarlandığı anlaşılmakla birlikte, şerefesinin aslî hâli bilinmemektedir.
Kuzey-doğu cephesindeki etrafı tuğla örgülü dikdörtgen bir çerçeve içine alınmış basık kemerli kapı açıklığıyla dahil olunan ibâdet mekânı, tuğla örgülü sivri ve basık yuvarlak kemerlerle birbirlerine ve duvarlara gömülü kontroforlara bağlanan kare ve dikdörtgen planlı ayaklar vasıtasıyla, kıble duvarına paralel üç sahna taksim edilmiş; mihrap aksı üzerindeki sahın daha geniş tutulduğu gibi, sahnı oluşturan üç bölüm de elips formlu birer kubbeyle örtülmüştür. Mihrap önündeki sahın beşik tonozlarla, diğer iki sahın ise çapraz tonozlarla örtülüdür.
Caminin ilk inşaatına âit kitâbesi yoktur; yapının 12. yüzyılın sonları ya da en geç 1201 tarihinde inşa edildiği ve bânîsinin de Tebrizli Ebû’l-Fâzl Abdülcebbâr olduğu ileri sürülmekle birlikte, bazı araştırmacılar, caminin medreseden kısa bir süre sonra ve medresenin de bânîsi olduğu bilinen Selçuklu Atabeyi Şemseddîn Altunapa tarafından inşa ettirildiğini düşünürler.
Caminin kıble duvarındaki şimdiki mermer mihrabının altında ortaya çıkartılan turkuaz ve patlıcan moru sırlı çini mozaik mihrap kalıntısının ilk yapıya âit olduğu anlaşılmaktadır.
Caddeye açılan kapısı üzerindeki dört satırlık kitâbesinden, caminin, Kişçi (Somuncu) olarak tanınan El-hac Ebûbekir bin Mesûd tarafından 1333 yılında yenilendiği anlaşılmaktadır. 1431 tarihinde Turgut oğlu Ebû’l-Fâzl Ahmed Bey tarafından ihya edildiği bilinen yapı, bir yangın sonucunda harap olmuş ve 16.üzyılın sonlarına doğru tüccârdan Hacı Emrullah tarafından tekrar tâmir ettirilmiştir.