Türkiye ISPARTA 14. Yüzyıl
1301/02
Isparta’nın Eğirdir İlçesi’nde ve Cami Mahallesi’nde yer alan yapı, mahallinde “Taş Medrese” adıyla da bilinmektedir.
Şehir surlarına dıştan bitişik olarak ve güney-doğu kuzey-batı yönünde uzanan dikdörtgen bir oturum alanı üzerine inşa edilmiş medrese, açık avlulu, tek eyvanlı ve hâlihazırda tek katlı bir yapıdır.
Medresenin güney-doğu cephesinde taçkapısı ve yan kanatlarında da simetrik olarak yerleştirilmiş birer mazgal pencere yer alır. Sur duvarına bitişik olan kuzey-doğu cephesi ile ana caddeye bakan güney-batı cephesi sağırdır. Kuzey-batı cephesinin ortasındaki kapı, hâlihazırda çarşı olarak kullanılan yapının kuzey-batı kanadındaki ana eyvan duvarına sonradan açılmış muhdes bir açıklıktır.
Medresenin, önündeki meydana ve mahallinde Ulu Cami olarak da bilinen Hızır Bey Camii’ne bakan güney-doğu cephesinde, beden duvarından dışa taşkın ve dikdörtgen prizmal bir kütle halinde yükselen taçkapısının, Selçuklu Sultanı II. Gıyâseddîn Keyhüsrev tarafından 1237/38 yılında inşa ettirilmiş Eğirdir Hanı’na ait olduğu ve handan alınıp şimdiki yerine taşınarak yeniden kullanıldığı bilinmektedir.
Taçkapının basık kemerli kapı açıklığıyla sivri beşik tonozla örtülü bir giriş bölümü vasıtasıyla avluya ulaşılır. Güney-doğu kuzey-batı yönünde uzanan dikdörtgen planlı avlu, mermer sütunlar üzerine oturan ve sivri kemer gözleri halinde avluya açılan bir revak kuruluşuyla üç yönden kuşatılmıştır; sivri beşik tonozla örtülüdür.
Avluyu kuzey-doğu ve güney-batı yönünde sınırlandıran ve karşılıklı olarak yerleştirilmiş üçer oda, dikdörtgen planlı ve sivri beşik tonozla örtülüdür; taçkapıyla dahil olunan giriş bölümünün iki kanadında ise simetrik olarak düzenlenmiş dikdörtgen planlı ve sivri beşik tonoz örtülü ikişer oda yer alır. Avlunun güney ve doğu köşelerindeki dar ve uzun birer koridor niteliğindeki simetrik iki mekânın, medresenin avlusunu, hâlihazırda mevcut olmayan üst katla irtibatlandıran ve geçmişte iki kollu ve ara sahanlıklı olduğu anlaşılan merdiven kuruluşları için tasarlanmış olduğuna şüphe yoktur.
Avlunun kuzey-batı cephesinin ortasında ve sivri beşik tonoz örtülü ana eyvana bitişik olarak kuzey-doğu ve güney-batı kanatlarında, dikdörtgen planlı ve bir kapıyla irtibatlandırılmış ikişer oda yer alır.
Avlunun ortasında kare planlı bir havuz bulunmaktadır.
Medresenin inşaatında moloz ve kesme taşın yanısıra, duvar örgüsünde devşirme malzeme de kullanılmıştır. Avlunun revak kemerlerini taşıyan mermer sütunlar da devşirmedir.
Medresenin ana eyvan kemerinin alnı, geometrik ve bitkisel bezemeli bir şeritle çevrili durumdadır. Günümüzde mevcut olmayan üst kat revaklarında çinilerin bulunduğu belirtilmektedir.
1960’lı yıllardan itibaren Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün denetiminde çeşitli onarımlar geçiren medrese, hâlihazırda çarşı olarak hizmet vermektedir.
Ana eyvan kemerinin üzerinde ve yatay bir kuşak halinde uzanan sülüs yazılı kitâbesine göre, medrese, Hamidoğulları Beyliği’nin kurucusu Feleküddîn Dündâr Bey tarafından 1301/02 yılında inşa ettirilmiştir.